Sayfalar

31 Mayıs 2013 Cuma

Gezi Parkı'nın Küçük Adamları





















Kendimi bildim bileli inandığım bir şey var.

Kalbinde vicdan, sağduyu, merhamet olmayan, kaç okul bitirdiğinin önemi olmaksızın zihnini ve beynini geliştirememiş, ezik ve kompleksli adama yetki vermeyeceksin. Hiçbir şekilde ve hiçbir boyutta. 

Çünkü boyu, posu, yeri, konumu, cüzdanı, üniforması, kalıbı ne olursa olsun, bunlar ruhlarında küçük adamlardır. 

Bu küçük adam bazen okulda sınıf başkanı olarak çıkar karşına, bazen iş yerinde patronun olur, bazen de apartmanda yöneticin... Bazen polis olarak görürsün, ya da politikacı...

Ama yetkileri büyüdükçe onlardan korkacaksın. 

Çünkü bu küçük adamların en temel özelliği; yetkileri ve cepleri büyüdükçe vicdanlarının daha da küçülmesidir.
Hayatta nereye varırlarsa varsınlar, ruhları hep küçüktür. 
Ve içten içe bunun farkındadırlar.
Senin de bunu bildiğini bilirler.
Ve bu farkındalıkla, kendi ezikliklerini örtmek ve bastırmak için seni hunharca ezer ve en kötüsü de bundan zevk alırlar.

Sen iyisindir. Merhametlisindir. Kültürlü, bilinçli, vicdanlısındır. 
Haksızlığa, çirkirkinliğe tepkilisindir.
Yanlışa HAYIR diyebilensindir.
Onlar çocuklarını susturarak büyütürken, sen bağırabilen, haykırabilen, HAYIR diyebilensindir.
Sen aslında BÜYÜKSÜNDÜR.

Küçük adam bunu çok iyi bilir. 
Senin gözün onun küçüklüğünün aynasıdır aslında. 
Senin gözünün içine bakınca, kendi tamamlanamamışlığını görür.
Ezilir, büzülür, tüm eksikliğini, üstünü kapamaya çalıştığı tüm yetersizliklerini görür o ışıl ışıl gözde.

Ve dayanamaz o göze bakmaya.

İşte bu yüzden sıkar, sıktırır biber gazını.

Hem de çılgın gibi. Gence, yaşlıya, çocuğa, masum köpeğe, kediye, önüne gelen herkese.

Senin canın yandıkça onun yüreği coşar, zafer sarhoşu olur. 

Çünkü bilir kimin gerçekten
büyük olduğunu. 
Sıksa da gazı, kanatsa da masumları...
Bilir yarası olanın kendisi olduğunu...

Ah zavallı küçük adam.


24 Mayıs 2013 Cuma

Didim'den Sevgilerle!




Uzuun hem de gerçekten çok uzun bir zamandır yeni yazı yazamadım. Ama çok geçerli bir mazeretim vardı.
En azından kendimce çok geçerli!

Bir hafta öncesine kadar sevgilim ile başımızı kaşıyamayacak kadar yoğunduk. 

Ama beş gündür çok huzurlu, çok mayışık, fazlasıyla obur, çocuklar gibi keyifli ve son derece evliyiz! :)

Evet, güle oynaya, hoplaya zıplaya karı-koca olduk ve kendimizi hooop diye Didim'e attık! 

Dinleniyoruz, enerji topluyoruz, temiz havayı içimize çekiyoruz ve önümüzdeki yoğun ama tatlı tempolar için hazırlanıyoruz.

Yazacak çok şey var.  

Anlatacak, gülecek, paylaşacak çok şey birikmiş farkında olmadan. Çoğunu yazıya dönüştürmezsem ben de Eylül değilim. Ama tabii sırayla. 

Şimdi kaçıyorum. Ama döndükten sonra yeni yeni ve çok keyifli yazılarla burada olacağım. 

Şimdilik Didim'den sevgilerle!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...